Çocuklarla çalışırken psikopatolojileri ele alıp sağaltmanın birincil yolu oyundur.
Çocukların sıkıntı ve kaygılarıyla oyun yoluyla yüzleşip, bunları zihinlerinde iyi bir biçimde işleyip çözümlemelerine yardımcı olma yöntemine psikolojide oyun terapisi adını veriyoruz.
Çocuklardaki ruhsal sorunlardan kısaca bahsedecek olursak bağlanma problemiyle başlayabiliriz. Bağlanma sorunları erken çocukluk dönemlerinde ilk bakım verenle(çoğunlukla annedir)kurulan ya da bazen hiç kurulamayan ilişkiden kaynaklı benlik ve ilişkilere zarar vererek geleceğe olumsuz yansımaları olabilecek bir ruhsal sorundur.
Özdeğer ve kimlik duygusunun gelişmesine onay ve beğenileriyle katkıda bulunan hayatımızdaki önemli kişiler içselleşirler ve davranışlarımızı etkilerler. Bunlarla ilişkideki yetersizlik, bağlanma bozukluğu ile birlikte kaygıyı da beraberinde getirebilir. Çocukluk kaygıları daha sonra sosyal korkuların veya yaygın kaygı bozukluğu gibi bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Anne çocuğun ihtiyaçlarını(fizyolojik-psikolojik) doyuramıyorsa onda çaresizlik ıstırap ya da bazen depresyon gibi duygu durumunda bozukluklara sebep olabilir. Yanı sıra güven ve özerklik duygusunun gelişmesi engellenmiş, temel gelişim tümden sekteye uğramış olabilir.
Bu gibi durumlarda çocuklarla çalışırken onlara empatik bir yaklaşımla ve hayatlarındaki boşluk ve yalnız bırakılmışlık da dikkate alınarak, anlaşıldıkları ve kapsandıkları duygusunu hissettirmek önemlidir.
Diğer başlıca sorunlardan biri de travmatik yaşantılardır; psikolojik bütünlüğe yönelik duygusal istismar önemli kayıplar, ayrılıklar, aşağılanma, mecbur bırakılma gibi yaşantılar travmatik yaşantılardır.
Bunların terapi ile ele alınmaması halinde etkileri kalıcı olur ve kişinin yaşantısında yeniden kurban düşürülme gibi durumların riski yüksek olabilir. Çocuğun bu durumlarda kendilik, ötekiler ve gelecek hakkındaki bilişleri şiddetli biçimde etkilenir. Stresli durumlara dayanıklılığı zayıf ve bu durumlarla başa çıkma biçimleri işlevsel olmayabilir. Kaçınma ve panik gibi sosyal uyumu bozabilecek tepkiler gösterebilirler.
Travmaların kalıcı psikolojik sorunlara ve kalıcı sağlık problemlerine yol açmaması için çocukluk döneminde terapötik müdahale gereklidir. Danışanda kayıpla ilgili, ayrılıkla ilgili aşırı üzüntü, umutsuzluk, ilgi kaybı, bilişsel sorunlar, huzursuzluk, yavaşlama, kiloyla ya da uykuyla ilgili sorunlar değerlendirilip travma yaşantısı varsa çocuklara yönelik terapiyle sorunlu oldukları taraflar ve işlevsel olmayan savunmaları üzerinde durularak, doğru tasarımlar ve doğru bilişsel şemalar oluşturmalarına yardım edilmelidir.
Uzm. Kln. Psk. Elif Aybay