Çocuk dünyaya gelirken, doyurulması gereken bazı temel fizyolojik gereksinimleri de beraberinde getirir. Bunlardan biri de uyku gereksinimidir. İnsan yaşamının en az bilinen, en gizemli yanı belki de uykudur. Çocuğun temel fizyolojik gereksinimlerinin başında sayılan uyku çocuğun etkin katkısını gerektirir. Özellikle anaokulu ve ilköğretim yaşındaki çocukların beyni henüz hızlı bir gelişim süreci içinde olduğundan yeterli uyku, fiziksel ve bilişsel gelişme için olmazsa olmaz bir önem taşır.
Çocuğun uykuya ihtiyacı yaşı ile doğrudan ilgilidir. Çocuğun yaşı ne kadar küçük ise uykuya ihtiyacı da o kadar fazladır. Büyümesini sağlayan önemli hormonların uyurken salgılanması, uykunun çocuğun gelişimi açısından önemini ortaya koymaktadır. Yeni doğan bebekler günde ortalama 16-18 saat uyuyarak zamanlarının %80’ini uykuda geçirirlerken,1 yaş bebeklerinde bu süre %50’ye düşmektedir. Yine uykunun ritmi ve derinliğinde de birinci yıl boyunca hızlı değişmeler görülür. Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş için 13-15 saat,6-8 yaş için 12 saattir,8 -10 yaş için 11 saat ve 10 yaşından ergenlik dönemine kadar 10-11 saattir. Aslında, çocukluğun her evresinde gereğinden çok uyuma, yetersiz uyumadan daha iyidir.
Temel uyku döngüsü doğuştan kazanılmıştır. Biyolojik olarak belirlenmiş olan bu uyku döngüsü, beyin merkezinde sinir hücrelerinden oluşan sistem tarafından düzenlenir. Yaşamın ilk altı ayı dolaylarında uyku düzeni, çocuğun bireysel biyolojik gelişimini yansıtır.
Ancak bu, çocuğunuzun uyku biçimini olduğu gibi kabul edeceğiniz anlamına gelmez. Ana-babanın görevi, yavaş yavaş, iyi uyku alışkanlıklarının temel taşlarını atarak, çocuğuna, ailenin standartlarına uygun uyku düzenini kazandırmaya çalışmak olmalıdır. Çoğu kez küçük bir müdahaleyle uyku alışkanlığı düzene girebilir.
UYKU DÜZENİ NASIL SAĞLANIR?
• Her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğu ve biricikliğine bağlı olarak uyku ihtiyacının da değiştiği bilinmelidir. Anne babalar, bazı çocukların, standartlara uyduklarını, bazılarının ise belirtilen uyku saatlerinin altında veya üstünde uyuyabildiklerini çıkarmamalıdır.
• Uyku bir bütün olarak değerlendirilmeli, gündüz uykusunun, gece uykusunu etkilediği unutulmamalıdır. Bu nedenle, uyku problemi olan çocukların, gerekirse gündüz uykularını kısaltmak suretiyle gece uykularına ek yapmak yerinde olur.
• Uyku düzenin sağlanmasındaki temel amaç; çocuğa kendi kendine uykuya dalmasını öğretmek ve onu kendi yatağında uyutmaya alıştırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için, çocuğun her zaman kendi yatağında ve sükûnetle uykuya geçmesi konusunda gerekli ortam hazırlanmalıdır.
• Uyku alışkanlığı iki adımda gerçekleşir. Bunlardan ilki, çocuğun uyanıklıktan uykuya geçişini kolaylaştırmak, ikincisi ise “uyuma zamanının” geldiği işaretini vermektir. Bunun için çocuğun yatağa girmeye hazırlanma ve uyumaya ilişkin yarım saatlik kısa bir rutini öğrenmesi ve buna alışması gerekir.
• Alışkanlıklar rutin olmalı ve her günkü uyku saatinde benzerlikler gösterilmelidir. Bu konuda katı olmaktansa tutarlı olmak daha önemlidir.
Uzm.Psikolog Kristin MİNASYAN