Her aile, çocuğun iyi dengelenmiş bir kişilik yapısıyla büyümesini ister. Bu da çocuğun büyürken geçirdiği evreleri bilmekle olur. Çocuğunuzun niçin belli bir davranışı sergilediğini anlayabilmek için, öncelikle gelişim evreleri ve bu evrelere özgü davranış değişikliklerinden haberdar olmanız gerekmektedir. Ancak akıldan çıkartılmamalıdır ki her çocuk farklı karakteristik özellikleri ve farklı gelişim hızıyla ayrı birey olduğuna göre, tipik davranış tanımlamaları her çocuk için geçerli değildir. Doğuştan gelen mizaç farklılıkları da, yaşa uyan pek çok davranışın farklı derecelerde sergilenmesine neden olur.
4 yaşına gelen çocuk artık 3 yaşında olduğundan daha sakin, daha uyumlu ve hareketlerini daha kolaylıkla kontrol edebilecek durumdadır. Artık sürekli gözetim altında bulunan bir bebek değil, kendi kendine hareket edebilen konuşup soru sorabilen, kendi kendisi hakkında bilgi verebilen bir bireydir.
Hareket yönünden önemli gelişmeler gösteren 4 yaş çocuğu, artık rahatça koşmayı, zıplamayı elini ve parmaklarını kullanmayı da başarabilir. Kâğıt, kalem, fırça ve boyalar bir önceki yaşta olduğundan daha ustalıkla kullanılmaya başlanmıştır.
4 yaş çocuğu sürekli olarak çevresini tanıma çabası içindedir ve bu çabası devamlı olarak sorduğu sorularla açıkça ortaya çıkar. Ne, nerede? Kim? Vb. sorular sorar. Sorularla ilgili olarak kendisine verilen açıklamaları dikkatle izler. Burada yetişkinin vereceği cevapların doğru, onun anlayabileceği açıklıkta olmasının önemi büyüktür. Sorulan sorular, çocuğun ilgilerini, çevresini tanıma çabalarını bir başka deyişle öğrenme isteğini göstermesi açısından önemlidir. Bu nedenle “ büyüyünce öğrenirsin” ya da “ babana sor, o anlatsın” türünden geçiştirmeler çocuğun, öğrenme isteğini azaltabileceği gibi, onun yetişkine olan güven duygusunu da azaltarak kırıklığa uğramasına neden olabilir.
Toplumsal gelişim yönünden, yetişkinleri izleyerek onların davranışlarını taklit eden 4 yaş çocuğu, bir yandan yetişkinle olumlu ilişkilerini sürdürürken, diğer yandan kendi yaşıtı çocuklarla da daha uzun süre birlikte oynamaya başlar. Ancak gruplar henüz çok kolay dağılabilir niteliktedir. Oyun sırasında ortaya çıkan çatışmalar, onun için sosyal birey deneyim yerine geçerler.Çocuğun, arkadaşlarının isteklerine uymayı öğrenmeye başlaması ve bunun için de kendi isteklerinden fedakarlıkta bulunabilmesi sosyal gelişimi yönünden son derece önemli bir adım olarak nitelenebilir.
3-4 yaş civarında çocuklar, büyük ölçüde dış dünyayı zihni semboller halinde tasarımlayabilecek güçtedirler, yetişkin ve yaşıtları ile serbestçe etkileşimde bulunabilirler, ancak bu etkileşim benmerkezcidir. Zihinsel olarak kendi üzerlerinde yoğunlaşmışlardır, başkalarının görüş açılarını kavrayamazlar.
4 yaş çocuğu son derce açık sözlüdür. Hoşlandığı ve hoşlanmadıklarını rahatlıkla söyleyebilir.4 yaş çocuğu somut düşünür. Kelimeleri, öğrendiği basit anlamlara göre değerlendirir. Örneğin “ yüzsüz” denildiğinde, yüzü olmayan bir insanı anlamaktadır. Bu da yetişkinlerin 4 yaş çocuğu ile konuşmalarında kullandıkları sözcüklerin, onun anlayabileceği şekilde olmasını ve 4 yaş çocuğun bulunduğu sırada aralarında yapacakları konuşmalarda dikkatli olmalarını gerekli kılmaktadır.